18 Ağustos 2013 Pazar

'Göbeklitepe Sirius'a tapınmak için mi inşa edildi?'


Göbekli Tepe ve Sirius
Dünyanın en önemli antik eserlerinden biri olan 11 bin yıllık Göbekli Tepe’nin, Sirius yıldızına adandığı öne sürüldü.

En az 20 daire şeklinde çevrelenmiş alandan oluşan Göbekli Tepe, 1990’lı yıllarda başlayan kazılara rağmen halen tam olarak ortaya çıkarılmış değil. Alandaki dairesel alanların her birinin ortasında, devasa, T şeklinde sütun yer alıyor. Bazı sütunların üzerinde aslan gibi yırtıcı hayvan figürleri yer alırken, iki anıttaşı, birbirlerine paralel biçimde yapının ortasında yükseliyor.

Neolitik (Cilalı Taş Devri) Çağı hakkındaki tartışmalarda yeni bir sayfa açan Göbekli Tepe, tarımın insanları yerleşim birimleri kurmaya ve sanat ile dini geliştirdikleri medeniyeti oluşturmaya ittiği düşüncesinden sıyırıyor. Çünkü dev yapının civarında tarımsal hayata ait hiçbir iz bulunmuyor. Bu durum, dinin, eski insan topluluklarında daha önce yer edindiğini öne sürüyor.



Göbeklitepe kazılarının başında yer alan, Berlin’deki Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden (DAI) Klaus Schmidt, “Avcı-toplayıcı toplumlara ait eş zamanlı olarak kurulan birçok yerleşim birimi var. Göbekli Tepe, bu yerleşimlerde yaşayan insanlar için bir ibadet yeriydi” dedi.

TARTIŞMALAR DEVAM EDİYOR

Newscientist sitesinin haberine göre, İtalyan bir araştırmacı, Göbekli Tepe’nin ne tür bir dini inanışa sahip insanlar tarafından kullanıldığına dair önemli bir iddia öne sürdü. Milano’nun Polytechnic Üniversitesi’nden arkeo-astronom Giulio Magli, tıpkı İngiltere’deki Stonehenge gibi, Göbekli Tepe’nin gök cisimlerinin hareketlerini takip etmek ve onlara tapınmak için yapıldığını iddia etti. Magli, oluşturduğu simülasyonda Göbekli Tepe inşa edildiği zaman gökteki yıldızların konumlarının nasıl olacağını belirledi.

İtalyan gök bilimci, Dünya’nın kendi eksenindeki hareketinden dolayı yıldızların son bin yıl içinde konumlarının değiştiğini, bir zamanlar ufuk çizgisine yakın beliren yıldızların farklı konumlarda yükseldiği ve görüldüğünü, yeniden belirmeleri için de binlerce yıl geçebileceğini ifade etti.

Gökteki en parlak yıldız olan (Güneş’in ardından) Sirius, Ay, Venüs ve Jüpiter’in ardından gece karanlığındaki en parlak dördüncü gök cismi.

‘SİRİUS’U TAKİP EDİYORLARDI’

Magli, antik Mısır takviminin Sirius yıldızının hareketlerinden yararlanılarak hazırlandığına dikkat çekerek, binlerce yıl önce Göbekli Tepe’nin bulunduğu enlemde benzer amaçlara hizmet etmiş olabileceğini belirtti. ‘Sirius’un 9300 yıl önce ufuk çizgisinin altında görünür olduğunu’ belirten Magli, “Gökte aniden beliren bir yıldızın, bir dinin doğumuna sebep olduğunu düşünebiliriz” dedi. Magli, “Bence Göbekli Tepe bir yıldızın ‘doğumu’ üzerine inşa edildi” ifadesini kullandı.

YILDIZLARLA KONUMLANDILAR

Göbekli Tepe haritaları ve uydu görüntülerini kullanan Magli, iki anıttaşın arasından ve tüm çemberlerin içinden geçen hayali bir çizgi çizdi. Magli, kazılarda ortaya çıkan üç dairesel alanın, Sirius’un ufukta belirdiği M.Ö 9100, 8750 ve 8300 yıllarında gökteki noktalarla aynı hizaya geldiğini öne sürdü.

Magli, yaptığı araştırmanın üzerinden geçmesi gerektiğini ve daha doğru hesaplamalarla sonuçları doğrulaması gerektiğini belirtti. Kazılarda dairesel alanların tam olarak ortaya çıkmaması, yapıların yıldız konumlarına göre hazırlanıp hazırlanmadığı hakkında kesin bir fikir sunamıyor.

DAI üyesi olan Jens Notroff, “Göbekli Tepe’deki anıtların bir çatısı olup olmadığını hala tartışıyoruz. Eğer zamanında bir çatı varsa, bu yıldızların gözlemlenmesini zorlaştıracaktı” dedi.

Kaynak: Ntvmsnbc.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder