Dalbay,''2019'da 5 yörünge hakkı ve 7 uyduyla dünya karalarının yüzde 71'ini, dünya nüfusunun yüzde 90'ını kapsama altına almış olacağız. Bugün 2 milyar düzeyindeki nüfusa ulaşabilirken, 2019'da 6 milyarlık bir dünya nüfusuna ulaşacağız. Ulaşabildiğimiz insan sayısı mevcut durumun 3 katına çıkacak'' dedi.
Dalbay, dünyanın en doğusu ve en batısından yörünge hakkı için Uluslararası Telekomünikasyon Birliği'nden (International Telecommunications Union-ITU) talepte bulunduklarını açıkladı.
Türkiye'nin 31,42 ve 50 derecede uydu yörünge hakkının bulunduğunu hatırlatan Dalbay, ''2009'da yaptığımız 10 yıllık uydu stratejik planımıza göre, Türkiye'den uyduyu görüp, kontrol edebileceğimiz ve uyduya yayın gönderebileceğimiz teknik olarak en doğuda ve en batıda, yörünge başvurularımız var. Birkaç dereceye başvurduğumuz için hangisinin olacağı da belli değil'' diye konuştu.
''Türksat'ın kapsama alanı en üst noktaya çıkacak''
Dalbay, başvuru yapılan yörünge haklarının, belirli bir kalite seviyesinde uyduya sinyal gönderme ve uydu kontrolünün yapılabileceği en doğuda ve en batıdaki optimum noktalar olduğunu söyledi. Bu yörünge haklarının alınması durumunda uyduların bulunacağı noktadan daha doğuya ve daha batıya yayın yapılabileceğini belirten Dalbay, teknik olarak mümkün olan en batı ve en doğudan alınacak yörünge hakları ile Türksat'ın dünya coğrafyasını kapsama alanının en üst noktaya çıkacağını anlattı.
Türkiye'den kontrol edilecek ve sinyal gönderilecek uyduların dünya coğrafyasını kapsamasının teknik olarak bir sınırının bulunduğuna dikkati çeken Dalbay, ''Teknik sınır Kuzey Amerika'nın ortası, Güney Amerika'nın büyük bir bölümü, öbür taraftan da Avustralya'nın ortasına kadar gidiyor. Mesela San Francisco'ya buradan teknik olarak uydu sinyalini tek bir uyduyla gönderemeyiz. San Francisco'ya sinyal gönderecek bir uyduyu da teknik olarak buradan kontrol edemeyiz'' ifadesini kullandı.
''Yörünge hakkı almak 7 yıllık bir süreç''
Başvurunun ardından yörünge haklarının elde edilmesinin 7 yıllık bir süreç olduğunu kaydeden Dalbay, ''Doğuda ve batı da birkaç yörüngeye başvurduk. Buralarda yörünge hakkı olan ülkelerle koordinasyon yapmamız gerekiyor. 7 yıl içinde başvurduğumuz yörünge haklarının bir kısmından biz vazgeçeceğiz, bir kısmından onlar taviz verecek. Dolayısıyla bir kısmı aynı zamanda bu koordinasyon sırasında elimizi güçlendirmek için yaptığımız başvurular. Yoksa her başvurduğumuz yeri teknik olarak alamayız zaten'' diye konuştu.
''Türk uyduları dünya nüfusunun yüzde 90'ını kapsayacak''
Türkiye'nin uydularının kapsama alanında dünya nüfusunun yüzde 30-40'ının bulunduğunu bildiren Dalbay, dünyanın en doğusu ve en batısında alınacak yörüngelerle birlikte Türkiye'nin uydu işletmeciliğindeki geleceği noktayı şöyle özetledi: ''Şu anda 3 tane yörünge hakkımız var. Hedefimiz bir tane doğuda bir tane batıda yörünge hakkını alarak 5 yörünge hakkı ve 7 uyduyla buralardan hizmet vermek. 2019'da 7 tane uydu işletiyor olmayı planlıyoruz. Böylece dünya karalarının yüzde 71'ini, dünya nüfusunun yüzde 90'ını kapsama altına almış olacağız. Bugün 7 milyar nüfuslu dünyanın 2 milyar düzeyindeki nüfusuna ulaşabiliyoruz. 2019'da 6 milyarlık bir dünya nüfusuna ulaşacağız. Çok müthiş birşey. Şu anda Afrika kapsama alanımız dışında. Yeni uyduyla 2013'ün sonunda Afrika'yı kapsama alanına alacağız. Bizim mevcut uydularımız Çin'in batı kısmını, Sincan bölgesini kapsıyoruz. Yeni yörünge hakları ile Çin'in nüfusun yoğun yaşadığı doğu kesimi ile Japonya'yı, Filipinler'i, Malezya'yı kapsama altına alacağız. Batı'da Güney Amerika'nın üçte ikilik, Kuzey Amerika'nın dörtte birlik bölümünü kapsama altına alacağız. Ulaşabildiğimiz insan sayısı mevcut durumun 3 katına çıkacak.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder