14 Kasım 2012 Çarşamba

Timur Şahin'dan eleştirel açıklamalar: "Kandilli Rasathanesi kapanma riskiyle karşı karşıya"


Akdeniz Üniversitesi Uzay Bilimleri ve Teknolojileri Bölümü Uzay Fiziği Anabilim Dalı Başkanı Doç.Dr. Timur Şahin, teleskop aynaları üretimi açısından Türkiye’nin büyük bir eksiklik yaşadığını söyledi. 

Türkiye’de uzay bilimleri ve teknolojileri konusundaki mevcut durumu değerlendiren Doç.Dr. Timur Şahin, teleskop aynalarının optik kaplanması ve sırlanması konusunda eksiklikler yaşandığını bildirdi.


Bir aynanın üretilmesi için 1,5 yıl zaman gerektiğini kaydeden Şahin, bu alanda Türkiye’nin TÜBİTAK ulusal vezne bünyesinde Devlet Planlama Teşkilatı'na verilen ‘Teleskop Uzmanı Yetiştirme Projesi olduğunu belirtti.

 Proje kapsamında Avrupa Güney Gözlemevine (European Southern Observatory - ESO) elektrik, elektronik ve mekatronik mühendisler gönderildiğini söyleyen Doç. Dr. Şahin, şöyle konuştu: “Yaklaşık olarak bir yıl süreyle kaldılar, farklı merkezlerde görev yapma şansları oldu. Oradaki yazılımlar konusunda tecrübe kazanmak şansları oldu. Türkiye’ye geldiler. TÜBİTAK Ulusal Gözlem Evi'nde aynı proje kapsamında bir yıldır çalışmaya devam ediyorlar. Ama şu an nerdeyse bildiklerini de unutmuş durumdalar.”

Bu mühendislerin istihdam edilmesi yönünde TÜBİTAK’ın şu an sağladığı bir imkanın olmadığını belirten Doç. Dr. Şahin, şunları söyledi: “Biz elemanları devlet planlama teşkilatı çerçevesinde staj gönderdik ama bu mühendisler maalesef Türkiye’deki bu boşluktan dolayı çok eften püften işlerde görevlendiriliyorlar. Bunların hepsi de dağılmak üzere.”

HİNDİSTAN BİLE DÖRT METRE SINIFI TELESKOPA SAHİP

Kalabalık ve fakir bir popülasyona sahip olmasına rağmen Hindistan’ın 4 metre sınıfı bir teleskopa sahip olduğunu ve uydu fırlatabilecek düzeyde olan bir ülke olduğunu kaydeden Doç.Dr. Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu potansiyeli sağlamak için bir kere ‘bizim neden optik teleskoplara ihtiyacımız var?’, ‘Bizim neden kendi ayna teknolojisi üretmemize ihtiyacımız var?’. Önce bunu bir sorgulamamız lazım. Biz uzay bilimleri ve teknolojileri anlamında lider bir ülke olmak istiyorsak, en azından dünya ülkeleri ile yarışabilir düzeyde masaya oturmak istiyorsak bunarla sahip olmamız lazım. Hindistan’a bakın. Kendi uzay teknoloji üretecek merkezleri var. Artık Hindistan şu an 4 metre sınıfı bir teleskopu olan ve uydu fırlatabilecek düzeyde bir ülke. Hindistan o kadar kalabalık ve fakir bir popülasyona sahip, ama bakın ortaya ne çıktı. Bizde iş gücü var, gerçekten zeki insanlarımız var ama uzay bilimleri alanında yeniden yapılanmaya ihtiyacımız var.”

Yapılanma için temel bilimlerin ve temel bilimcilerin ön plana alınması gerektiğini vurgulayan Doç.Dr. Şahin, Ulaştırma Bakanlığı çerçevesinde Havacılık Uzay Teknolojileri Genel Müdürlüğü kapsamına TÜBİTAK dahil bir çok kurumun bağladığını kaydederek “Bu Türk Uzay Kurumu'na doğru gidişatın olduğunu da gösteriyor. Ama bu anlamda kendi yönetmeliklerine baktığınızda astrofizik olarak, yani gök cisimleri fiziğini araştırma anlamında AR-GE projeleri dışında bir madde göremiyorsun. Bu üzücü. Şimdi biz Türk Uzay Kurumu'nun peşindeysek kesinlikle bu anlamda öğrencilerin yetiştirilmesi, cesaretlendirilmesi gerekmektedir” dedi. 

Teleskop uzmanı yetiştirme projesi konusunda öncelikli olarak Ulusal Gözlemevi’ndeki mühendislere sahip çıkılması gerektiğini ifade eden Doç.Dr. Şahin, Kandilli Rasathanesi'ndeki mevcut durumu şöyle değerlendirdi: “Kandilli Rasathanesi çok kötü bir durumda. Kapatılma ile yüz yüze kalmışdır. Rasathane ayna yapımında yararlanılabilecek ve Türkiye'de başka bir merkezde yer almayan çok önemli imkana sahip. Fakat ilgisizlik bu kurumu gelecekte kapatılma senaryosu ile karsı karşıya getirebilir. Bu aletlerin ivedilikle değerlendirilmesi ve Türk gök bilimcilerinin kullanımına sunulması gerekir. Ayrıca, Kandilli Rasathanesi'nde şu an 75 cm çapında bir vakum odasına sahip vakum kaplama aleti bulunmakta. Mevcut traşlama ünitesi 45 cm. çapa sahip optik ayna ve merceklerin traşlanıp, cilalanabilmesine imkan sağlamakta. Bu aletler aktif olarak kullanılmamakta ve kurum içerisinde atıl durumda bulunmaktadır. Şu an herhangi bir araştırma kurumunda bu makinenin bir eşi olduğunu zannetmiyorum. Bu kadar öneme sahip raçların öğrenciler tarafından eğitim araştırma faaliyetinde kullanılması varken atıl durumda bırakılması gerçekten içler acısıdır.”

TÜBİTAK’ın üniversitelerle etkileşen, araştırmacıların gidip araştırma yapmak için zaman geçireceği bir yer olması gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Şahin, şunları söyledi: “Türkiye’nin TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi’nde bir teleskopu şu an var. 1,5 metrelik teleskopumuz var orada. Bu 1,5 metrelik teleskop bizim değil. Türk Rus ortak yapımı bir teleskop ve bununla ilgili çok büyük sıkıntılar yaşandı. Tecrübe kazanma aşamasında bizlere yardımcı oldu, fakat Türkiye’nin yüzde yüz zamanlı olarak gözlem yapma şansına sahip olacağı daha büyük bir ölçüde teleskop alması lazım”

Yurt dışına eğitime gönderilip sonra geri çağırılan mühendislerin tecrübelerinin kullanılmadığını ifade eden Doç.Dr.Şahin, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’de artık moda oldu. Tersine bir beyin gücü var. Şu an bu adamları yurt dışından çağırıyorsunuz, ama hiçbir plansız programsız çağırıyorsunuz. Bu adamları ülkeye getiriyorlar sudan çıkmış balık gibi kalıyorlar.”

Bu mühendislere sahip çıkılırsa Türkiye’de teleskop üretiminin yapılabileceğine değinen Doç. Dr. Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çok kısıtlı imkanlarla büyük adımlar atmaya çalışıyoruz. Bu iş sadece insanda bitmiyor. Plan ve program çerçevesinde yapılması gerekiyor. Uzay bilimleri teknolojileri programı ile de aslında amaçlanan buydu, temel bilimlerden bağımsız bir uzay bilimleri teknolojileri bölümü düşünülemez.” 

Uzay bilimleri konusunda temel eğitimin önemine de değinen Doç. Dr. Şahin Akdeniz Üniversitesi’nin Fen Fakültesi'nde lisans programının bu yıl kriterini doldurmadığını belirterek şöyle konuştu: “Yüksek öğretim kurumu 10 kişilik kriteri dolduramayan kayıt dönemi çerçevesinde, üniversitenin bu bölümünü bir sonraki yıl öğrenci seçme forumlarına dahil etmiyor. Bu ne demek, öğrencinin artık önümüzdeki yıl kılavuzlarda bu üniversitenin bu bölümünü, fizik bölümünü tercih etme gibi bir şansı olmayacak. Peki siz fizikçileri bir kenara attınız, temel fizik eğitimlerinden yoksun uzay bilimleri teknolojisti yetiştirebilir misiniz? Hayır. O zaman bomboş insanlar yetiştireceksiniz.”

Türkiye’de teknolojik paylaşımın olmadığını belirten Şahin, Amerika’daki Naval Observatory biriminde ordu ile sivil ortak bir çalışmanın söz konusu olduğuna değindi. Türkiye’de ise ordu tabanlı yapılan projelerle astronomi uzay bilimleri alanında çalışan öğretim üyeleri ile arasında bir kopukluk olduğunu söyleyen Doç.Dr. Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:

“Biz birbirimizin ne yaptığını bilmiyoruz. Takip etmiyoruz. Olay sadece AR-GE ye dönüşmüş bir boyutta. AR-GE'yi belli bir yere kadar geliştirmeyi yaparsınız. O miadını doldurduğu zaman diyeceksiniz ki biz yeni eleman yetiştirdik mi? O zaman da iş işten geçmiş olacak. Bu konuda bağımsız çalışmalar var ama şu anda 20 santimetrelik teleskop aynasını bile Türkiye sırlayacak bir durumda değil. Bu insan gücümüz var, teknolojimiz var. Bireysel olarak yapılan bağımsız çalışmalar var.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder