9 Kasım 2012 Cuma

Yıldızsız bir evren düşünülebilir mi?


Japon ve İtalyan astronomların, yıldız oluşumları hakkında şimdiye kadar yaptığı en büyük araştırmanın sonuçları, evrenin yıldız üretme yeteneğinde büyük bir düşüş görüldüğünü ortaya çıkardı.

Hollanda'daki Leiden Üniversitesi'nden David Sobral başkanlığında yürütülen araştırma, yakın zaman dilimlerinde galaksilerin ürettiği yıldız sayısının en çok yıldızın üretildiği zamana dilimine göre 30 kat azaldığını ortaya koydu.

Monthly Notices of the Royal Astronomical Society adlı bilimsel dergide yayımlanan araştırmanın sonuçları, yıldız oluşum oranlarındaki bu düşüşün sürekli olduğunu gösterdi.

Hawaii'deki Birleşik Krallık Kızılötesi Teleskobu ve Subaru Teleksobu ile Şili'deki Çok Büyük Teleskop adlı teleskoplardan faydalanılan araştırmada, daha önce yapılmış araştırmalardan elde edilenden on kat fazla veri elde edildi. Çalışma, yıldız oluşumu gözlenen farklı mesafelerdeki galaksiler hakkında dünyada şimdiye kadar yapılmış en eksiksiz araştırma olması açısından da önem taşıyor.

Evrende en çok yıldız 11 milyar yıl önce oluştu

Farklı mesafelerden gelen ışığın Dünya'ya farklı zamanlarda ulaşmasından faydalanan araştırmacılar, böylece birbirine benzer şekilde seçilmiş galaksileri, evrenin oluşum tarihinde yer alan farklı zaman dilimlerinde gözlemledi.

Yıldız oluşumu görülen galaksilerdeki gaz ve toz bulutlarındaki ışığı gözlemleyerek yeni yıldız oluşum oranlarını değerlendiren araştırmacılar, evrende en çok yıldız üretiminin büyük bir olasılıkla bundan 11 milyar yıl kadar önce olduğunu saptadı.

Araştırmacılar, bu tarihten sonra oluşan yeni yıldız oranlarında sürekli bir düşüş yaşandığını ve bugün yeni oluşan yıldız sayısının, en çok yıldızın oluştuğu zaman dilimine göre 30 kat daha az olduğunu belirledi. 

Araştırma ekibinin başı Sobral, çalışmanın sonuçlarına ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

"Evrenin çok uzun ve ciddi bir 'krizle' karşı karşıya olduğunu söylemek mümkün. Şimdiki kozmik gayri safi yurtiçi hasıla girişi, tepe noktasının yaşandığı zamandakinin yüzde 3'ü. Ölçülen düşüşün sürmesi halinde, sonsuza kadar bekleyecek süremiz olsaydı, evrenin bundan sonraki tarihinde yeni oluşacak yıldız sayısının yüzde 5'i geçmeyeceğini görecektik. Araştırma eskiden oluşmuş yaşlı yıldızların hakim olduğu bir evrende yaşadığımızı gösteriyor. Bu yıldızların yarısı 'patlamada' 9-11 milyar yıl önce oluştu ve geri kalanı ise 5 kat daha uzun sürede meydana geldi."

Sobral, yaptıkları ölçümlerin evrendeki yıldız oluşumunda görülen düşüşe ilişkin net görüntüler vermesinin yanında, bu durumunun niçin meydana geldiği gizemini çözmek için de ideal örnekler sağladığının altını çizdi. 

Bilimsel modele göre evrenin evrimi

Bilim dünyasında kabul edilen evrenin evrimi modeline göre yıldızlar evrenin oluşmasına neden olan büyük patlamadan 3 yüz milyon yıl sonra, bundan 13,4 milyar yıl kadar önce oluşmaya başladı.

İlk ortaya çıkan yıldızların, bugünkü standartlara göre devasa boyutlarda ve Güneş'in belki de yüzlerce katı büyüklüğünde olduğu sanılıyor.

Ancak bu devasa büyüklükteki yıldızlar bir milyar yıllık bir süre içinde yakıtlarını tüketti ve bir süpernova olarak patladı. Çok daha uzun yaşayan daha az kütleli yıldızlarsa varlıklarını milyarlarca yıl sürdürdü. 

Uzaydaki patlamalardan oluşan toz ve gazların büyük bir bölümü yeniden dönüşüm geçirerek yeni nesil yıldızların oluşmasını sağladı.

Dünya'nın etrafından döndüğü Güneş'in de bugünkü standartlara göre tipik kabul edilen kütlesiyle bir üçüncü nesil yıldız olduğu sanılıyor. Ancak kütleleri ve özellikleri ne olursa olsun yıldızlar, Samanyolu galaksisi gibi galaksilerin, kilit maddesini oluşturuyor.

Evrendeki çeşitli zaman dilimlerindeki yıldızların oluşum tarihini ortaya çıkarmak, galaksilerin nasıl oluştuğunu ve evrimleştiğini anlamak açısından büyük önem taşıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder